Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nden bu sezon toplam 18,3 milyon avro kazandı.
4 mağlubiyet ve yalnızca 4 puan toplayabilerek tamamlanan grupların ardından "önemli olan yarışmaktı" sözünü doğrularcasına bir haberdi bu hafta içi basına yansıyan.
Mevcudiyet, sadece orada bulunmaktan fazla imiş Devler Tiyatrosu'nda, her ne kadar rolümüz yine figürandan öteye geçemediyse de. Başroldeki İngiliz çocuktan çaldığımız rolle kaldık yine.
Bu durum yine de, bize kaybetme edebiyatından fazlasını yapmamız için cesaret veriyor. İlk olarak 97/98 sezonunda yer aldığımız Şampiyonlar Ligi'nde 5. katılımımızda da gruplardan çıkamamış bulunuyoruz. Peki her şey bu denli kötü ve karamsar mı ? Galatasaray'ın bu arenada ilk boy gösterişinde hiç galibiyet alamadığını, Fenerbahçe'nin ikinci serüveninde tüm maçlarını kaybettiğini hatırlamak, şeytanın saklandığı detayları aydınlatmak için bir adım geriden bakmamızı öğütlüyor büyük resime. Ne tesadüftür ki, 00/01 sezonunda sarı kırmızılılar ilk kez gruplardan çıkmayı başardığında 6. kez oradaydılar. Aynı başarıyı nihayet sarı lacivertliler elde edebildiklerinde ise yine 5 başarısız tecrübeyi geride bırakmışlardı bile 07/08'de. Ancak ortalama 2 yıllık aralıklarla girebildiğimiz ligde (97/98, 00/01, 03/04, 07/08, 09/10) bu da bizim 5. başarısız deneyimimizdi ve kimbilir, kontejyanı doldurduk belki de !
6'nın sırrından ziyade, devamlılığın mucizesinden bahsetmek gerek bu noktada. Galatasaray, üst üste 4. katılımının sonunda yakalamıştı ilk kalifikasyon başarısını, Fenerbahçe ise son 4 sezonun 3'ünde oradaydı grupta ilk 2'ye kendini ilk kez atarken. Beşiktaş ise maalesef ve hiçbir zaman 2 sezon ard arda "orada olamadı". Aynı kadro, birlikte hiç oynayamadı birden fazla kereler ve bunun diyeti idi belki de ödediğimiz. Aslında aynı yolu her gün yürüyen adamın, sonunda hissettiği yolun kısaldığı hissine ulaşamadık bir türlü. Bu bağlamda, yeniden canlandırdığımız bu sezonun önemi bir kez daha vurgulanmalıdır. Ligin ilk iki sırasında yer alarak Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkını elde etmek, hem maddi hem sportif açıdan kulübün ihtiyacını ve eksikliğini hissettiği birikimin nihayet gerçekleştirilmesi için çok önemli bir adımdır.
Başta söylediğimiz gibi, mevcudiyet bazen sadece orada olmaktan fazlasıdır. Makus talihimizi yenmenin formülü ısrarda gizlidir, kabul edene kadar yenilmiş sayılmayacağımızın bilinci ile.
1 yorum:
Güzel yorum.
Yorum Gönder