Kritik Trabzon dönemeci, kendi adımıza Türk liglerinde görmeye fazla alışık olmadığımız bir oyun stratejisi ve buna mutlak riayetle sorunsuz dönüldü. Birçokları Beşiktaş’ı “çağ dışı” futbol oynamak ve korkaklıkla suçlarken, gerçeğin ıskalandığı kanısındayım. Tüm hücum oyuncuları ve yaratıcı orta sahaları formsuz, üstüne üstlük moralsiz ve yorgun bir takımın, evinde kazanmak zorunda olan Trabzon’da sahaya “cesur” bir kadro ile çıkması, geçen haftaki derbide Galatasaray’ın düştüğü durum ve sonucu getirmekten başka işe yaramazdı. Rakibin pek de yetenekli sayılmayacak ayakları ile kendi sahası önünde kuru baskısına izin verip, gardı düştüğünde vurmak bu maç için tek rasyonel ve olası çözümdü. Nitekim Beşiktaş, 4-5-1 şablonuyla sürekli topun arkasına girerek teoriyi pratiğe döktü. Müthiş oynadığı iddia edilen Trabzonspor’un bu savunmasıyla, karşısında Wolfsburg olsaydı o maç 5’e 6’ya giderdi, bunu da belirtelim. Ernst’in harika golünü perçinleyen Bobo’nun kaçırdığı netlikle bir Trabzonspor fırsatı hatırlamıyorum farzı misal. Yine de tabii ki Beşiktaş’ın önümüzdeki periyotta yapıcılıktan bu denli uzak oynaması kesinlikle kabul edilemez. Bu geceyi, sadece kazanılması gereken bir karşılaşma olarak görmek gerekir kısacası. Ligde oynadığı son 5 maçı kazanan ve sadece 1 gol yiyen Beşiktaş, bir şekilde yine yarışın içine çekti kendisini. Son olarak ekleyelim, sırf İsmail Köybaşı’nın bir daha kaybedilmemek üzerine kazanıldığı maç olarak bile Beşiktaş adına çok kârlı bir 90 dakikaydı bu benim için.
2 yorum:
çok iyi başlık:)
teşekkürler.. :)
Yorum Gönder