17.09.2010 - Quaresma, Kadıköy'de tribünlere Beşiktaş armasını gösteriyor. Bunu son yapan, 4-3'lük unutulmaz derbide kafa ile ikinci golümüzü atmasının ardından John Carew'di.
Ricardo Quaresma ile ilgili transfer söylentileri ayyuka çıktığı sıralarda endişelerim yok değildi. Barcelona, Inter gibi dev kulüplere gitmiş ama performans verememiş, çok yetenekli ve 22-23 yaşlarını çoktan geride bırakmış (yani artık hata yapamacağı döneme girmiş) bu adamın İstanbul'a ve ligimize adapte olabileceğinden, buraları, Beşiktaş'ı, taraftarın ateşli karakterini sevip, anlayıp önemseyeceğinden şüpheliydim. Bu düşüncelerimi de 4 ay evvel şu yazıda belirtmiştim;
http://altankocak.blogspot.com/2010/05/quaresma-meselesi.html
http://altankocak.blogspot.com/2010/05/quaresma-meselesi.html
Bugün -çok şükür- görüyorum ki, ben haksız çıktım. Ricardo sanki yıllardır bizimleymiş gibi. Evet, belki bizi tek başına şampiyon yapamayacak ama kesinlikle aldığı parayı hak eden, elinden gelenin en iyisini yapmak için bazen kendini bile aşan (Bkz: CSKA maçında 60 metre geri koşup çaldığı top), taraftarın ne istediğini, onu ne kadar sevdiğini fark eden ve bunun karşılığını vermek için dürüstçe çalışan dünyaca ünlü bir futbolcu kazanmış olmak bile bu sezonu şimdiden karlı kapatacağımızın göstergesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder