22 Ağustos 2010 Pazar

İlk "dürtme"


Bilmem izlediniz mi, son haftaların ses getiren filmi Inception'da (Başlangıç), hayal dünyasına yolculuğa giden kahramanlar, rüyalarından uyanmak için bir dürtmeye ihtiyaç duyuyorlardı.

Herhalde dün geceki 90 dakika da bizim dürtülmemizdi. Herkes rüyasından uyandı mı bilmiyorum ama en azından "gözlerini aralayanlar"ın sayısının oldukça fazla olduğunu biliyorum.

2010/11 sezonunda eli yüzü düzgün ilk rakibimize, üstelik kendi evimizde 2-0 kaybettik. Dünkü tek ön liberolu sistemi, Ernst'in üzerine taşıyamayacağı bir yük bıraktıp, bir de bunun yanına Delgado gibi oyunun artık maalesef hiçbir yönünü oynayamayan bir oyuncu eklenince, keyfimiz kaçıyor. Buna karşılık, oyunun ilk 10 dakikada lehimize 2-0 olabileceği, yine rakibin lehine ıskalanan net bir kırmızı kart kararının olduğu açık. Korkumuz zaten daha çok, bu oyun tarzının katlanılması doğal olandan çok daha fazla riskli oluşu. Bu şablonla İnönü'de, özlediğimiz bol gollü zaferlerin de geleceği çok olası ama derli toplu takımlar karşısında orta saha kontrolünü rakibe böylesine devretmek ne kadar doğru ? Sorgulanması gereken bu.

Sanırım Schuster de (belki de dün gece bu gerçeği son kez teyit etmek istedi) artık Ernst - Guti (Necip) hattını kolay kolay bozmaz.

Bu arada Delgado'ya Arap ülkelerinden transfer teklifi geldiği ve teknik heyetin reddettiği yazılmış medyada. Yılda 2,1 milyon avro yıllık ücretiyle, 4 sezonda oynadığı tüm resmi maçlarda toplam 27 gol atabilmiş bulunan bu arkadaştan artık hayır gelmeyeceğini ne zaman farkedeceğiz ? Robinho ile dönüşümlü oynayacaklar sanırım !

Son bir söz de bir kısım İnönü sakinine... Nihat'ın daha 2. haftadan ıslıklanması nasıl bir şuur kaybıdır ? Nihat'ı ıslıklayanları ben de ıslıklıyorum.

Hiç yorum yok: