Yarın Avrupa kupalarında 141. maçımıza çıkıyoruz. Bundan yaklaşık 50 yıl önce Real Madrid deplasmanında alınan 2-0'lık mağlubiyetle başladığımız Avrupa serüvenimizde bugüne dek yaptığımız 140 maçta 47 galibiyet, 29 beraberlik, 64 mağlubiyetimiz var. Rakip ağları 167 kez havalandırırken kalemizde 208 gol gördük.
Güçsüz rakibimizi küçümsemeden, ancak kesinlikle farklı bir skor amacıyla çıkmalıyız sahaya. Daha evvelinde 2-0 ve 1-1'le elediğimiz rakibimizi bu kez her iki maçta da yenerek karnemizi düzeltme yolunda hızlanma şansı yakalasak iyi olmaz mı ?
2010/11 sezonu Beşiktaş tarihinin en başarılı Avrupa kupası serüveni olmaya aday. 1986/87'de oynadığımız Şampiyon Kulüpler Kupası çeyreği ve 2002/03'te gelen UEFA Kupası çeyreğini tekrar edebilecek potansiyele kesinlikle sahip olmamızın yanı sıra, henüz oynanan 4 maçta alınan 3 galibiyet, 1 beraberlik ve rakip ağlara yollanan 11 gol, karşılığında yenilen tek gol; bu yılın diğerlerinden çok daha güzel olacağını müjdeliyor.
Bir sezonda en çok galibiyet aldığımız Avrupa serüvenimiz, 5 zaferle tamamlanan 2007/08 sezonuydu (Sheriff 1-0; 3-0; Zürich 2-0; Liverpool 2-1; Marseille 2-1). Şimdi ise, Helsinki'yi geçtiğimiz takdirde 6 maç daha yapma hakkını cebe koyma gibi bir fırsatımız var ki, toplamda oynayacağımız 12 maçla bu da Beşiktaş tarihi açısından, bir sezonda Avrupa'da en çok maç yapma rekorunu kırma anlamına gelecek (Mevcut rekor 2007/08, 2002/03 ve 2000/01 sezonlarında oynanan 10'ar maçtır).
Bunun yanı sıra kesintisiz olarak üst üste 9. kez Avrupa kupalarındayız. Son olarak, Daum'lu 2001/02 sezonunda Edirne'nin dışında oynayamamıştık. Bu 9 sezonda yaptığımız 62 maçta galibiyet sayımız, yenilgilerimizin önünde; 26 - 24. 12 kez ise eşitlikle sonuçlanmış mücadelelerimiz. 89 gol atarken 78 tane yemişiz. Bu makası daha da açmamız gerektiğine inanıyorum.
Avrupa'da en golcü oyuncumuz hala Oktay Derelioğlu (14 gol). Rekorunu nihayet neredeyse 15 yıl sonra kıracak oyuncu gibi görünen Bobo'nun 10, bir dönemin gol makinesi Pancu'nun ise 9 golü var.
Son olarak, soğuk Finlandiya temsilcisiyle oynayacağımız iki maçın ilkinde öldürücü İstanbul neminin, Çarşı'dan sonra 13. adamımız olmasını, Helsinki maçlarının ise Avrupa karnemizi düzlüğe çıkarken kullanacağımız iki basamak olmasını diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder